Cem Özatalay

1973’te İstanbul’da doğdu. “Meritokrasi” adı verilen liyakat temelli eşitsizlikçi rekabet rejiminde öğretmen çocuğu olmasının kimi avantajlarından yararlandı. Ortaöğretimini Galatasaray Lisesinde tamamladıktan sonra daha çok politik nedenlerle seçtiği İstanbul Üniversitesinde iktisat okudu. Öğrencilik yıllarından aklında iktisattan çok Sivas Katliamını Protesto Yürüyüşü, Metin Göktepe’nin Cenazesi, Gazi Mahallesi Ayaklanması, Forumlar ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İşgali kaldı. Marmara Üniversitesi Fransızca Siyaset ve Sosyal Bilimler Programında yüksek lisans eğitimini enformel sektör işçileri üzerine yaptığı bir araştırmayla 2003’te tamamladı. Aynı dönemde Galatasaray Üniversitesinde yeni açılmış olan sosyoloji bölümüne asistan olarak girdi. Eğitim Sen’li oldu. Ağır sanayi ve maden işçileri üzerine hazırladığı doktora tezini münavebeli olarak gittiği Paris’te bulunan EHESS’te 2010 yılında savunduktan sonra Türkiye’ye döndü. Gezi isyanı sırasında öğrenciler, idari ve akademik personel tarafından kurulan ve 15 Temmuz 2016’ya dek oldukça etkin olan GSÜ Mecliste aktif rol oynadı. “Bu Suça Ortak Olmayacağız!” metnine imza attı. Akademik tasfiyeye karşı dayanışma faaliyetlerinin içinde elinden geldiğince yer aldı. Yüzlerce meslektaşı gibi yargılandı, beraat etti. Bir yıl ABD’de misafir araştırmacı olarak bulunduktan sonra Türkiye’ye döndü. 2019’da Galatasaray Üniversitesinde “Üniversite’nin Dünü, Bugünü, Yarını” başlıklı bir konferansı düzenledi. 2020’de, “Purge, Exile, and Resistance: Rethinking the Conflict of the Faculties through the Case of Academics for Peace in Turkey” başlıklı makalesi European Journal of Turkish Studies dergisinde yayımlandı. O da birçok imzacı ve/veya sendikalı meslektaşı gibi, üniversitenin neoliberal ve otoriteryan dönüşümleriyle akademik bir tema olarak değil sonuçları bizzat kendisini, ailesini, çalışma hayatını, sosyal çevresini etkileyen pratik bir mesele olarak ilgilendi. Halen de ilgilenmeye devam ediyor.